İkiden bire yolculuk

Bugün yaşadığımız dünyaya, baktığımızda, bu kadar çok insanın bu kadar benzer hayatlar yaşaması- kendini ifade etmekten kaçınması- her ağzını açtığında kendini pazarlaması- duymakla dinlemek arsındaki bağı kuramaması- korkuyla veya öfkeyle dolu olması- savunma ya da saldırı psikolojisinden çıkamaması ve özellikle sorunları çarpıtıp abartmasıyla yükselişte olan kolektif bilince dur deme zamanı!

Düşünsenize bunca farklı kombinasyonlara sahipken nasıl aynı davranışlar, aynı ifadeler, aynı çabalar içinde olabiliyoruz?

  • Farklı kültürler
  • Farklı genetikler
  • Farklı yaşam kimlikleri
  • Farklı yaşam amaçları
  • Farklı meslekler
  • Farklı beceriler
  • Farklı iletişim biçimleri
  • Farklı düşünce şekilleri
  • Farklı bilgi birikimleri
  • Farklı bakış açıları
  • Farklı ses titreşimleri
  • Farklı bilinçaltı alışkanlıkları
  • Farklı deneyimler
  • Farklı psikolojiler

Bu liste yazdıkça uzayıp gidecek bir liste olmasına rağmen aynı kopyala yapıştır hayatların yaşanması sıradanlığın bulaşıcı bir hastalık gibi gittikçe yayıldığının kanıtı. Kendi varlığına körlük gibi isimlendirmek de çok yanlış olmayacaktır. Kendine, varlığına kör olma, kendi varlığını köreltme aslında bir nevi korkular üzerine kurulu olsa da en büyük korkulardan biri, belki adını bile şimdi ilk kez duyduğunuzu sanacak kadar bilinç altına yerleşip tahtını kurmuş bir korku: Farklı olma korkusu, toplum bilincinden çıkıp gerçek yaşam maceranızı keşfetmenizi engelleyen bilgi birikimlerinin sarsıntıları diyebiliriz.

Kolektif bilinçte oldukça yaygınlaşmış olan bu korku bir ağ gibi dört bir yanı sardığı için konfor bölgesini destekliyor gibi görünüyor. Bu düşük frekanslı korkular dünyasının kurduğu Konfor ağı ancak bir isyan noktasında aşma cesareti getiriyor çünkü isyan güvensizliği kamçılıyor: Hayat bir tür kriz ya da sevilen birinin ölümü gibi nedenlerle büyümeye zorladığında, bu konfor bölgesinin sınırları ve sınırların kapsadığı bilgi birikimlerinin ardındaki kendi varlığını görmek başlıyor.

Anlayacağınız haftanın enerjileri farklı olma korkularını aşma cesaretini destekliyor. Farklısın, aynı değilsin, ayrı değilsin, ikiden bire giden illüzyon dünyasının en nadide çiçeğisin diyor. İkilikler yani dualite dünyasını kavramanın ve kendi benliğinle kâinatın bütünlüğünü görmenin tam zamanı.

Dualite, onu da al, diğerini de al sonra hepsini toplayıp bir sonuç çıkar demiyor. Dualite, iki farklının içinde ki bağlantıyı bulup teke çıkmanın fırsatını sunuyor;

Ben bunu yaptım+ sen de şunu yapmalısın= Çatışma değil Ben+Sen=Biz

Karanlık + Aydınlık = Görünürlük

Sıcak + Soğuk = Nefes almak

Kış + Yaz = Bedenimin maceraları

Bunlar ben kendi varlığımla bir ettiğimde ortaya çıkanlar ve ifade ederken tüm korkularımdan özgürleştiğim kendimi hissettiğim haller. Sizde nasıl şekilleniyor?

Dualitenin bize sunduğu fırsat: Karanlık varsa aydınlıkta vardır ve ikisinin varlığı dualitedir gibi değil. Örneğin, karanlığın zıttı olan aydınlığın kesiştiği noktayı bulup kendi içinde nasıl bir ettiğindir. Sıcakla soğuğun- iyiyle kötünün- güzelle çirkinin[1]doğruyla yanlışın birleşimiyle ortaya çıkanı bulma fırsatı dualitedir veya ikiliktir. Her şeyi parçalara ayırdıkça çıkan ikiliği ve birleştirdikçe oluşan tekliği fark etme fırsatıdır.

Dışarısı ve içerisi arasında ki bağlantıyı kurup denge sağlamaktır.

Dualite dünyasını kavrayan bir varlığın farklı olma korkusunu aştığını ve kendi varlığının parçalarını sunma cesaretini gösterdiğini görebiliriz. Her geçen gün artmakta olduğunu da görebiliyoruz. Ancak kolektif bilinç çoğunluğu, henüz aşılmış değil. Kim bilir belki bugün yazdıklarımı okuyanlar aracılığıyla bir tık daha ulaşılabilir umuduyla kolektif bilinci kapsayan korkuları aşmaya davetlisiniz. Bu korkuları cesaretlendirmenin yolu her birimizin kendi varlığını ifade edebilme özgürlüğüdür.

Böyle bir cesaret dalgasının başlaması kim olduğumuza dair tüm korkuların arınmasıyla kolektif bilinci daha yüksek frekanstaki konfor alanına taşır. Bugüne kadar ki her şeyden çok daha eğlenceli bir yaşam biçimini başlatır.

Human designda ki kapı 8, I-chingde ki heksagram 8 ve gen anahtarları 8 bu haftanın en yüksek enerji titreşiminde diyor ki katkıda bulunmak, örnek olmak veya daha yüksek frekanslara erişim için gereken bireysel ifadeyle bir gruba örnek olarak kendini açmak ve katkıda bulunmak, böylece kollektif, ”Şuna bakın, bunu yapmanın yolu budur.” diyebilir.

Rıchard Rudd der ki: GERÇEK TARZ İSYANKARDIR ÇÜNKÜ HER ZAMAN KENDİNİ YENİDEN YARATIR!

Hadi gelin bu hafta tüm alışkanlıklara isyan edelim ve isyanın arkasında patlamaya hazır tüm hücresel bombaları patlatıp ikiden bire yolculuğa çıkalım.

 

1 comment

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.