Geçen hafta KOD 64’ü okuduktan sonra üstüne okunması ve tefekkür edilmesi gereken bir koddayız.
KOD 47 ile KOD 64 parçaları birleşince daha büyük bir parçayı öne çıkarırlar. Human Design de birlikteliği toplumsal bir kanalı oluşturur. Gen anahtarlarında ise aynı gen ailesi içinde Simya çemberini oluşturur. Anlayacağınız birbirlerini besleyen güçlendiren ve daha büyük bir resme işaret çeken bir arka frekansın içinden geçiyoruz.
64 ile şüpheleri, suçlamaları terk ederek 47’ye geldiğimizde anlama çabasından çıkıp aydınlanmaya doğru çekiliyoruz. Simyacı olmaya yani değersiz şeyleri değerli bir şeylere dönüştürme fırsatını yakalıyoruz. Tabi bir simyacı olabilmek için iç zayıflıkların dış güçler veya her ikisinin sonucuyla gelişen kısıtlayıcı ve daimî olumsuz durumlarının farkına varmak gerekiyor. Farkına varılmayan yani içinde olduğumuz durum kavranmadan-kabullenilmeden simyacı olunmuyor. Öyle ya değersizi bulmadan nasıl değerliye dönüştürülebilir ki?
Bu haftanın arka frekanslarının desteği SİMYACI olma fırsatı. Peki destek görülmediğinde ki itilimi ne olabilir? düşünülmesi gereken önemli bir sorudur?
KOD 64 ile birlikte ele alındığında derin ve içsel bir düşünme yoluna girildiğinde tüm sahne açılır ve daha büyük olan resim görünmeye başlar. KOD 64 hayatın dağınıklığını hani şu hep şikâyet ve suçlama senaryoları yazan bir roman gibi düşünürsek KOD 47 tüm şikayetleri ve suçlamaları anlamlı bir portreye dönüştürecek parçaları birleştiren bir ressamdır. Ancak 64 aracılığıyla mevcut olanı anlama çabasına girildiğinde kendine ve çevresine zulüm eden yakıcı bir çabaya dönüşür. Çünkü bu frekansın işi dönüştürmektir yani simyacı olmaktır. Dolayısıyla beklemek tüm parçaları toplamak ve detaylandırmak için muhteşem bir frekanstır. Ancak bekleyip tüm parçaları toplama şansı verilmediğinde hazır şablonlar kullanıldığında dönüşüm gerçekleşmez ve zulüm, eziyet devreye girer. KOD 64okuyanlar hatırlar benim kendi dünyamda kendime ve diğerlerine yaptığım geçmiş eziyetler bu bileşke için güzel örneklerdir.
Her şeyde olduğu gibi burada da iki yapı barınır hatta bu haftanın genel işleyişinde de iki yapı barınıyor olacak; ya hemen şimdi çözme ve anlama kavrama girişimi ya da tüm parçaları toplayarak büyük bir simya yaratmak için sürece teslim olmak.
Hadi gelin bu hafta aklınızı en çok kurcalayan şeylere teslim olmayı deneyin. Bu teslimiyeti kendi akışına bırakın ve tüm odağınızı olan her neyse onu düşünmediğinizde, anlamaya veya kavramaya hatta çözmeye çalışmadığınızda-bir mantık kalıbının ya da duygusal kalıpların içine sığdırmaya çalışmadığınızda ne kadar
büyük bir simyacı olduğunuzu görme şansını kendinize verin. Şansları başkaları vermez biz kapıyı açarız şans içeri girer.
Öyleyse bu hafta SİMYACI olmak için şans kapılarınızı açmaya gönüllü olabilir misiniz? Cevabınız “Evet” ise anlama ihtiyacınızın önüne geçip “anlamaya değil simyacı olmaya ihtiyacım var” diye hatırlayın! Ve bekleyin sabırla, nezaketle ve tefekkürle bekleyin!
Tüm simyacıların uyandığı bir hafta olması en büyük temennim.