Döngüden çıkma vakti

Yaşamın içinde her zaman bir şeyler başlar gelişir ve biter diğer bir deyişle giriş gelişme ve sonuç yaşamın her evresinde çalışır buna da döngü deriz. Bir şeyler başladıysa ve hareket halindeyse bir döngü başlamıştır. Her döngü farkında olalım ya da olmayalım içimizde akan en yüksek enerjinin titreşimiyle başlar. Mesela Çok korkulan veya çok arzulanan şeyin titreşimleri yüksek olur. Korkudan açılan döngüler hep bir şeylerden kaçmaya veya tedbirler almaya yönelik hareket getirirken, arzuyla açılan döngülerse beklentiler oluşturur. Hal böyle olunca da giriş bölümünde bozuk plak gibi takılıp kalan bir döngü hep var olur. Gelişimin yolu açılmazsa sonuca ulaşılamaz, sonuca ulaşılmazsa döngünün içindeki mahkûmiyet sürer gider. Ne zaman o korkuyla veya o arzuyla gelişmenin önü açılır işte o zaman mahkûmiyet sona erer ve döngü kapanarak yeni bir döngüye geçiş başlar.

Hayatımızın tamamının yönetimi kendi elimizdeyken fark edilmeyen veya kabul edilmeyen bu döngüsel akışın hayatımızı yönettiğini görmek için harika bir zaman akışının içindeyiz. Önce korkuları sonra arzuları ve tabi ki ardından kaçışlarla beklentileri bir bir listelemek gerekir ki içindeki mesajlar okunup gelişim tamamlanarak sonuca ulaşılsın. Sonuca ulaşmayan her şey havada asıl yaşamda engel olarak kalır. Burada küçük bir ipucundan da söz etmek isterim, hiçbir sonuç şimdi de oluşmaz, her zaman bir zaman gerektirir dolayısıyla sabırda en yakın arkadaş olmalıdır.

Kimse kimsenin döngülerini açamaz ve kapatamaz. Her kişi kendi açtığı döngülerin idrakine vardığında döngünün içindeki dersleri mesajları alır ve sonuca ulaşırken döngüyü kapatır. Yepyeni bir döngüye daha bilinçli ve daha sevgi dolu kaçışı ve beklentisi olmayan yeni bir giriş gelişme ve sonuç yolunu aydınlatabilir. Bunun yolu da kalbini önce kendine açmaktan geçer, korktuğunu kabullenmenin cesaretini gerektirir, beklentilerin acizliğini belki de bencilliğini görmeyi gerektirir ve tabi ki sabır ister. Hayata ve olana bakış açısının ardındaki içsel anlayışın yapısı değişmeden hayat da olan da değişmez.

Çok bilinen bir örnek vermem gerekirse: Evlenmek bir anlayış biçimidir. Atalardan gelen bir anlayış kalıbıdır ve üstüne eklenen bütün anlayış kalıpları asıl anlayıştan kilometrece uzağa ittirir.

Ben hiç evlenemeyecek miyim? Evlenmek anlayış kalıbından türeyen bir korkuyu yapılandırır. Bu korku kalıbının var ettiği döngü kapatılmadan yani “ben neden evlenmeyim ki? Sorusunun yanıtlarını içinde bulup çirkin, yetersiz, eksik gibi anlayış kalıplarının mahkûmiyet etkeni olduğunu görmek gerekir. O zaman yeni bir anlayış gelişmeye başlar. Yeni bir anlayış döngünün gelişim yolunu açar olgunlaşma ve büyüme başlar ve kendiliğinden döngünün sonucuna doğru yol alınır. Artık sadece “evlenmek” vardır hepsi o kadar. Başka bir anlayışa ihtiyaç yoktur. Evlenmek veya evlenmemek artık ihtiyaç değildir olması gerektiği zaman olmasının önü sonuna kadar açıktır.

Evlenme anlayışının ardında ki diğer yüksek frekans da ise “ben evlenince mutlu olacağım” “onunla evlenince her şey bitecek” “çok seviyoruz evlenmeliyiz” gibi yüksek bir arzuyla açılan döngü başlar. Bu yüksek beklentinin ardındaki inşa edilen tüm anlayış kalıplarını görmek ve yeni bir anlayış inşa etmek olgunlaşma sürecini tamamlayarak sonuca götürür. Artık evlenmek bir kurtuluş ve çözüm ihtiyacı değil sadece “evlenmek” anlayışı olur.

Evlenmek ve daha birçok içsel kabuslar yukardaki örnekler doğrultusunda değerlendirilerek geliştirilebilir ve tabi ki de güzelleştirilebilir. Tek ihtiyaç hangi anlayıştan yola çıkıp hangi anlayışlarla amacını başlatan anlayışın yapılandığını bulmayı gerektirir.

Kendine neyi taahhüt ediyorsun?

Hangi anlayışları kendine layık görüp içine hapsoluyorsun?

Hangi anlayışları hak etmediğine kendini ikna ediyorsun?

İçinden çıkamadığın ne varsa ardındaki anlayış kalıbını bulmaya hevesli misin?

Haydi bu hafta tüm gökyüzü bizi aydınlatıyor, içine sıkıştığımız tüm anlayış kalıplarından çıkmak ve iç dünyamızı aydınlatmak için harika fırsatlar sunuyor. Bu fırsat enerjilerinin yüksek frekansını al ve döngünü tamamla ya da düşük frekansını alıp mahkumiyetini sürdür.

Seçim senin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir