Öğrendiğim en zorlu derslerden biri, iyimserliğimin yepyeni fırsatlar dünyasının kilidini açabileceğidir.
“Neyi bilmediğini bilmiyor musun?” sözünü bilirsiniz.
Nerede olmak istediğinize dair bir fikriniz olabilir veya nihai hedefi aklınızda görebilirsiniz ancak oraya nasıl gideceğinizi bilemeyebilirsiniz. İyimserlikle beklemeyi bilirseniz her şeyin kendine dair bir zamanlaması olduğunu ve zamanı geldiğinde var olacağını da bilirsiniz. Paniğe aceleye girmeye gerek olmadan yolunuza ve önünüze bakarsınız. İrdelemeye, kurcalamaya gerek olmadığını kavrarsınız.
Aniden fiziksel zihinsel ve hatta duygusal bir gerilim içine girdiğinizde bir ihtiyaç doğar ancak bunun ne olduğunu dahi bilemezsiniz. Neler olup bittiğini anlamaya çalışma çabası ödünüzü koparır veya çaresizlikten doğan bir depresyona girebilirsiniz. Yorganı tepeye çekip kaybolmaktan başka bir yol bulamazsınız veya çevrenizde durumun suçlusunu aramaya hayatı ve çevrenizi sorumlu tutmaya başlayabilirsiniz.
Aslında olan şey içinde bulunduğunuz karışıklığı aşmak ve yeni ve potansiyel olarak uygulanabilir bir şeyin doğmasına izin vermektir. Benzersiz bireysel içsel bir bilginin, kişisel yenilik ve önemli bir katkı yapma becerisinin doğumuna izin vermek. Hayatı henüz deneyimlemeye başlayan bir çocuk misali kendi masumiyetinin kendine rehberlik etmesine izin vermektir.
Ne bilmediğinizi dahi bilmediğiniz ve sizi depresyona kadar ittiren fiziksel, zihinsel ve duygusal baskının yarattığı her kaos aslında yeni ve bilinmeyenin gelişidir. Doğum anıdır ve kendi masumiyetiyle gelen bir bebek gibidir.
Yaşamda ilerlerken karşılaşılan veya karşılaşma ihtimalleri bulunan binlerce tecrübeden beynin katmanlarına yerleşmiş kalıplarla ne bildiğini bulmaya çalışmaksa kargaşa yaratır. Çünkü bu kalıplar korku, kaygı, kontrol, kuşku, kırılganlık ve kibir yaratır. Bu 6K’nın hepsi veya bazıları söz konusu olduğunda depresyon kaçınılmaz bir son olur.
Hepsini aşmanın ve sizin aracılığınızla dünyaya gelmeye hazır olan yeni bir şeyin doğumuna izin vermek bu haftanın en önemli enerji frekanslarından sadece birisi. Doğumun gerçekleşmesinin anahtarı “iyimserlik”. Tüm olana iyimserlikle yaklaşıyorsanız doğumu sancısız gerçekleştirirsiniz. 6K anlayışı ile yaklaşırsanız çok sancınız olur ve doğan sizden çok uzaklara fırlayıp gider…
Doğum kaçınılmazdır ya kucaklarsın ya da terk edersin!
Haftanın teması çok net! ya iyimserlikle ya da 6K bilinciyle doğumu gerçekleştirmek. İnsanlığın dönüşümünün gerçekleşmesine öyle ya da böyle eşlik ediyoruz. Farkında olmakla çok bilmişlik arasındaki ince çizgiyi belirlemekse dönüşümün katkısını belirler.
Ne, neden, niçin sorularının yarattığı kargaşanın son bulması, çocuk masumiyetiyle “nasıl yapabilirim” iyimserliğinin doğmasına ben hazırım!
Ya siz?
