Cevap aramak

Bugünlerde neler yapıyorsunuz, nasıl yapıyorsunuz bunu en iyi kendiniz bilirsiniz. Ancak enerjinizi en çok neye harcıyorsanız onu daha da büyüttüğünüzü görüyor olmalısınız. Her şeyi bir soruna çeviriyorsanız sorunlarınızı, her şeyi bir neşeye çeviriyorsanız neşenizi büyütmek gibi bir yapıdan söz ediyorum. Bu hafta düşüncelerinize özen göstermeniz ve aklınızda üşüşen onlarca soruya cevap arama yarışına girmekten uzak durmanızı öneririm.

Birçok gezegen, onlarca bilinmezliğin sorularıyla, hemen arkada duran, frekansların içinden geçiyor. Her birinizin kolayca benim düşüncem, benim sorularım, benim kafa karışıklığım diyebileceği kadar yakından geçen yüzlerce, binlerce sorular uçuşmaya başladı bile. Anlayacağınız sizi düşünmeye teşvik eden bir baskı içine girdiyseniz ki bugünlerde daha da yoğunlaşsa genelde var olan bir baskıdır ve düşünerek farkındalık yaratmaya hatta öngörüleri geliştirmeye yöneliktir. Ancak farkındalık yerine neden ve nasıl merakına dönüştüğünde içinden çıkılamaz karışıklarla bir an önce özgürleşmeye yönelik kargaşalara dönüşebilir. Çünkü bu kez evrensel farkındalıklar, öngörüler yerine kitle psikozunu yaratan baskıya dönüşür.

Anlayacağınız bu günlerde kendinizi hem tamamen boş hem de sonsuz bir şekilde dolu bulmanız mümkün.

Eğer zihnin, neden sorularının gereksiz birer merak olduğunu görebilirseniz, illüzyondan çıkabilirsiniz ve illüzyondan çıktığınız anda bu sorular sizin için ilham kaynağına dönüşür. İlham kaynağındaki sorularla da kendi öz potansiyelinizdeki kişisel yeteneklerinizi uyandırabilirsiniz. Çünkü şaşırtıcı oranda hissedilecek düşüncesel baskılar, potansiyeli uyandırmanın en kıymetli hazineleridir. Bilmek, gizemi çözmek ve benzersiz mutlak farkındalık anlarıyla ilham verme baskılarından hoşlananlar için muazzam farkındalıklar, hemen özgürleşmek isteyenler için yüksek endişeler barındırır.

Aslında bu baskı, sizi diğerlerinden ayıran şeyleri kucaklayabileceğiniz daha derin kendini kabul seviyelerine doğru hareket ettirir. Çünkü insan doğası, düşünerek vakit geçirmeyi ve zihinsel olarak bilinmeyeni keşfetmeyi seviyor ve ancak eşsiz bir iç görüye sahip olduğunuzu keşfettiğinizde ve bunu ifade etmek için doğru zamanı beklediğinizde özgürleşmiş hissedersiniz. Bildikleriniz başkalarına ilham verdiğinde, onları güçlendirdiğinde veya onları değiştirdiğinde ise zihnin merakını beslersiniz. Ya geçmişte olanlara odaklanan ya da gelecekte olabilecekleri tahmin etmeyi seven zihin, hemen şimdi sessizliği, tüm seslerin ve diyalogların durmasını arzularsa ve yoğun baskıya boyun eğerse, bilinmeyenin size musallat olmasına izin verirse, ilham yerine kocaman bir yanılsamanın içinde kafa karışıklığı yaşamak kaçınılmaz olabilir. Çünkü zihnin cevabı şimdi bul, bulmalısın baskısı büyük bir belirsizliğe ve kaygıya yol açar. İşin sırrı, düşüncelerinizin tadını çıkarmak ve içsel bilginizin, içsel gerçeğinizin kendi benzersiz zamanlamasında kendini göstermesine izin vermektir. Gizem çözmek için değil tadını çıkarmak için tasarlanan varlıklar olduğunuzu bilmelisiniz.

Biraz daha basitleştirmem gerekirse, aklınıza düşen soruların cevaplarını merak edip araştırmaya başlarsanız kafa karışıklığı sizi ele geçirip hem kendinize hem çevrenize aşırı baskı yaratabilir. Cevapların ancak süreç içinde gelişerek size ulaşacağına güvenip düşüncelerinizi düşünerek beklemeye başlarsanız farkındalık ve öngörülerle büyük keşifler yaparak hem kendinizi hem dünyayı bilinmeyen bir karanlıktan kurtarabilirsiniz; Eşsizliğinizle aydınlatabilirsiniz.

Seçim yine sizin ya neden, nasıl, niçin merakınızla kendi kargaşanızı yaratın ya da sorularınızın er ya da geç sizi eşsizliğinizle buluşturacağına güvenerek bu soruların yarattığı baskıyı sevmeye başlayın.

Cevap aramak sorunu, cevap beklemek eşsizliği çoğaltır…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.